Yarışma Sonuçları


Dereceye giren tüm yarışmacılarımızı tebrik ederiz.

9. Endüstriyel ve Mimari Doğal Taş Tasarım Yarışması’nın itiraz süreci 27 Aralık 2020 tarihine kadar devam edecektir. İlgili itirazlar basvuru@dogaltastasarimyarismasi.com adresine yazılı olarak yapılacaktır.

LUNA PIENA

Simay TOKUŞ

Luna piena;kelime anlamı ile İtalyancada dolunay anlamına gelmektedir.ürün formu itibariyle ayın evrelerinden ilham alınarak tasarlanmıştır. kullanıcının ihtiyacı doğrultusunda ışık şiddeti ayarı yapabileceği bir aydınlatma tasarımıdır. Ürün iki bölümden oluşur. Ürünün üst bölümü aydınlatmayı sağlar. alt bölümü ise ışık şiddetinin ayarlanmasını sağlar. Alt bölümde bir raylı sistem bulunur.Üründe bulunan raylı sistem boyunca kürenin aşama aşama sol taraftan sağ tarafa hareket ettirilmesi ile kullanıcı ister daha loş , sağ taraftan sol tarafa hareket ettirilmesi ile de daha aydınlık bir alan elde etmiş olur ve kullanıcıya interaktif bir deneyim sağlar.ışığın ayarını sağlayan kürenin sabit kalabilmesi için sistemde çıkıntılı bölmeler kulanılmıştır.ışığın şiddetinin ayarlanması noktasında göz hassasiyeti de dikkate alınmıştır. ışığın mermer üzerinde olan etkisi ile doğal taş ön plana çıkartılması hedeflenmiştir.Luna piena ;duvara sabitlenerek kullanılması ve doğal taşın estetikliğini ortaya çıkarması ile dekoratif bir ürün olarak da tanımlanabilir.dekoratif bir ürün olarak tanımlanmasından dolayı kullanım alanları geniştir.ürünün alt bölmesi mermer malzeme kullanılarak cnc’de işlenerek üretilmiştir.

DİZEM


Sezin GEDİZ ÜN

Dizem Pandemi döneminde günlük hayatımızda değişen birçok şey gibi, kent alanlarını kullanma şeklimiz de değişti. Bu değişimle beraber kent mobilyaları ve kullanımları için yeni yöntemler aranmaya başlandı, tasarımlardaki fonksiyonların önem sırası değişti. Dizem, bu ihtiyaçlara cevap verebilmek adına hem bir kent mobilyası, hem de bir kamusal alan heykeli olarak tasarlanmıştır. Malzeme olarak mermer tercih edilmiştir. Bunun sebebi ise, kamusal alanda kullanılacağından mermerin hava koşullarına, vandalizme karşı dayanıklı olması aynı zamanda pandemi koşullarında kolay temizlenebilir olmasıdır. Tasarıma ön taraftan bakıldığında farklı akışkan şekillere sahip, düzenli aralıklarla tekrar eden, kullanıcılar için bölme görevi üstlenen dikey taşlar görülür. Bu taşlar yataydaki oturma parçalarıyla iç içe geçer ve yapısal olarak destekler. Parçaların formları, kullanıcıları güneşten ve yağmurdan kısmen koruyacak şekilde tasarlanmıştır. Kullanıcılar her iki taraftan da bu kent mobilyasını kullanabilirler. Tasarıma ön tarafından bakıldığında ise tüm parçaların önden birleşerek, caddede ona doğru yürüyen insanlara anıtsal bir yapı olarak görünecektir. Projedeki dikey birimler daha detaylı desenlere sahip olduğundan, 7 eksenli robot ile üretilmeleri öngörülmüştür. Kalan birimler parça parça üretilip iç içe geçirilecek, birleşim noktalarından kullanıcıya görünmeyecek şekilde desteklenip, en son da yerleştirileceği konuma ayak kısmından sabitlenecektir. Tasarımın mermerden yapılması sık kent mobilyası değişimini, dolayısıyla israfı önler. Bu nedenle ekonomik ve çevre dostu olarak görülebilir.

IŞIK TAŞI


Batuhan SÜTBEYAZ

Işık Taşı, muzip bir fikrin ürünüdür. Bize bir mumluk gibi en sıradan ve sade formların bile daha sürprizler barındırabileceğini hatırlatır. Ürün dışarıdan çok sade ve minimal dekora sahiptir. Kullanıcının ürünle karşılaştığında beklenmeyenden şaşırması ve merakının uyanması amaçlanmıştır. Bu yüzden formunun dış yüzeyi minimal, içiyse gizli bırakılmıştır. Ürünün üzerinde CNC ile çıkarılmış pirinçten bir tuş bulunmaktadır ve bu tuşun altına sabitlenmiş olan neodyum mıknatıs sayesinde yanan mumun yüksekliğini ayarlayabilmektedirler. Bu eylemin çeşitli faydaları var. Bunlardan biri uzun bir mumu mumluğun içerisinde muhafaza edebilmek. Bu sayede gerektiği zaman normalden uzun bir mum elde edilebilir ki geniş bir alan aydınlatılabilsin. Ya da uzun bir mum rüzgârdan siperlenebilmektedir. Mum eridikçe yüksekliği yenileyebilir bu sayede mum bitene kadar aynı hizada da yanabilmektedir. Bir diğer güzel özellikse mermerin ışık geçirgen yapısından gelmektedir. Mumluğun ağız kısmı inceltilmiştir bu sayede ışık geçiren, aydınlatıcı bir yapı kazanmıştır. Kullanıcı dilediği takdirde ortamı loşlaştırmak adına mumun yüksekliğini alçaltabilir ya da yükseltip aydınlatabilir. Ürün, önce su jeti ile içi boş bir silindir formunda kesilir, iç halkasının kenarına neodyum mıknatısın kayabileceği bir oyuk kesilir. CNC yardımı ile dış yüzeyine mıknatısın kayabileceği sığ bir oyuk açılır. Bu oyuk kullanıcı deneyimini yönlendirmek ve eylemi kontrol altına almak içindir. Sonrasında ise ağız kısmı zımparalanarak genişletilir. Son olarak da altına pirinç plaka sabitlenir ve mumun üzerine oturtulacağı çelik parça takılır.

MANSİYON ÖDÜLLERİ


CEVHER


Yağız SOYSAL

Cevher taşın doğal ve işlenmiş iki halini aynı yerde buluşturan bir proje. İhtiyaçlara göre kişiselleştirilebilen bu tasarımla aksesuarları saklamaya ve sergilemeye estetik bir çözüm getirilmiştir. Doğal taşın değerini artırmak ve içindekilere yansıtmak amacıyla tasarlanan bu proje çakıl taşlarına benzeyen tabanın üzerinde metalden dövülmüş ağaç ve ağacın dallarına güçlü mıknatıslarla geçebilen doğaltaş birimlerden oluşuyor. Bu doğal taş birimler farklı renk ve desenlerde mermer traverten, granit, oniks vb. taşlardan üretiliyor. Taşların icinde kişiselleştirilebilen kadife aparatlarla birimlerin içinde çeşitli aksesuarlar saklanabiliyor. Taşların doğaları gereği sahip olduğu renk ve desenler sayesinde kullanıcılar kendi Cevher`lerini istedikleri gibi kişiselleştirebiliyorlar. Bu sayede istenen aksesuar renk koduna göre Cevher`den toplanabiliyor. Kullanıcıların diğer kişilerle taş birimleri paylaşmasıyla sürdürülebilirlik sağlanabiliyor. Minimum ve uzun ömürlü malzemeler düşünülerek tasarlanan bu proje malzemelerin miktarı ve geri dönüşüm potansiyelleri nedeniyle çevre dostu bir hal alıyor. Doğaltaş kütlelerin oyulması ve içlerine mıknatıs yerleştirilmesiyle kolayca üretilebilen projede taşların ağırlığı parlaklığı ve desenleri projeyi estetik ve üretilebilirlik açısından güçlü kılıyor.

YALAK



Tan NUHOĞLU, Saim Emircan DİNLER

Kent heterojendir. Farklı din, mezhep, millet ve sosyoekonomik sınıfların oluşturduğu ortak yaşama kültürü aynı zamanda farklı türlere ev sahipliği yapar, ortak yaşam alanını oluşturur-oluşturması beklenir. Hayvanların şehirdeki mevcudiyeti yalnızca evimizde, bahçemizde değil şehrin köşesinde her parçasındadır. Apartman boşluklarından mezarlıklarımıza, sokaklardan meydanlara... Türler arasındaki bu ilişki ve diyalog, günümüzde kente dair önemli ipuçları barındırır ve kentin ortak hafızasında kendine bir yer edinir. Kentlerimizde ise toplumun hayvanlar ile kurduğu ortak yaşama alışkanlığı kültürümüzde çok önemli bir yer tutar ve bu önemin yansımaları mimaride fazlasıyla görülür. Ölüm kavramını yaşamdan ayırmayarak mezarlıkları kentin içinde var eden kent kültürümüzdür. Cami duvarlarına kuş sarayları ve mezarlıklarımıza kuş yalakları koyarız. Hayvanlar ile kurduğumuz ilişkiyi hayatın her alanına taşırız. Bu mimari yansımalar ise toplumun kentte ortak hafızasını oluşturur, zihin yapımızı ve düşüncelerimizi şekillendirir. Tasarımda amacımız; kentte insan ile hayvan arasında var olan ilişkiyi irdeleyip, kuş yalağının tasarımında malzeme ve zamanı tasarımın bir parçası haline getirerek kuş yalağını yalnızca suyu tutan bir kap değil kentin bir parçasına çevirmektir. Kent meydanlarında, sokak aralarında zemine yerleştirilen YALAK zaman ile kentin bir parçası olacaktır. Tasarımda kuş yalağındaki beyaz marmara mermerinin kullanım mantığı, üzerine basıldıkça-mermer merdivenlerde ve yapılarda görülebileceği üzere- zamanla uğradığı deformasyonunu eriyerek gösterir ve böylece seçtiğimiz malzemenin kent içinde zaman ile olan ilişkisini, ürünün kalıcılığı-geçiciliği üzerindeki davranışına referans vermesi amacıyla seçilmiş olup tasarımda beyaz marmara mermerinin bu dezavantajını ‘zarar görme’ ‘aşınma’ anlamlarından uzaklaştırarak tasarımı var eden ve onu tamamlayan bir parçası haline getirmiştir.Ürün, kentte zaman ile birlikte malzemeden kaynaklı olarak uğradığı deformasyonu tasarımın bir parçası olarak yansıtacak, eriyen mermer ile var olan yalak her geçen sene genişleyecek ve ortaya koyduğumuz tasarımı zaman, kent ile birlikte devam ettirecektir.

DALGA



Mustafa Can Tözün ATMACA,Enes TOPLUGÜL

Dalga, günümüzde unutulmuş ve telefon arayüzü olmaya indirgenmiş radyoların, mermerin benzersiz dokusu ve estetiği ile ürüne değer katarak, radyoların evlere tekrar girmesini amaçlayan dekoratif bir üründür. Günümüzde, bize radyo denildiğinde aklımıza gelen “radyo” görselinin dışına çıkılıp mermer malzemesiyle yeni bir boyut kazandırılması ve radyonun çekiciliğinin arttırılması planlanmıştır. Mermerin radyoya kattığı değerle kullanıcıların bu ürünü alıp bir heykel gibi evlerinde sergileyebilmesi sağlanırken, aynı zamanda ürün kullanıcıya sosyal bir fonksiyon sağlar, Dalga’yı özgün kılan özelliği budur. Sohbet başlatıcı bir etkisi olması planlanmıştır. Mermer malzemenin 6 eksenli CNC ile oyulabilmesinin verdiği olanakla, formda radyo dalgalarından esinlenerek mermer yüzeyin daha dinamik ve hareketli gözükmesi sağlanmıştır. Mermer aslında herkes için belki de çok “tanıdık” ve aynı zamanda çok estetik değeri olan bir malzeme, biz de ürünümüzde bu yüzden mermeri tercih ettik. Mermeri tamamlayan element ahşap malzeme ile ürünün daha doğal ve sıcak bir havaya bürünmesini, yerleştirildiği konuma daha iyi uyum sağlamasını amaçladık. Mermer için 6 eksenli CNC üretim yöntemi kullanırken, ahşap parça için 3 eksenli CNC üretim yönteminin kullanılmasını öngördük.

JUST TURN



Elif YILDIZ, Suna DEMİRCİ

Yazının icadı birçok gelişmeyi nesilden nesile aktararak insanlık tarihine büyük katkılar sağlamıştır. İnsanlar ilk yıllarda mağara duvarlarına yaşadıkları olayları resmetmeye başlamış zamanla bu teknik yerini duvarlara ve taş plakalara yazının kazınmasıyla devam etmiştir. Just Turn, taş yazıtlardan ilham alınarak kamusal alanda, toplumsal iletişime katkı sağlayacak bir oyun aracı olarak tasarlanmıştır.Çalışma prensibi, mermer plakanın üzerinde yarım küre şeklinde boşluklar açılması ve çift katmanlı, iki yüzeyinde farklı mermer bulunan daire şeklindeki plakaların dönmesiyle oluşmuştur. Tasarımda kullanılan mermer Alexandra black ve Kemalpaşa beyazı olarak öngörülmüştür. Mermerin seçilme sebebi, taşın cinsi ve içeriği ne olursa olsun büyük ebatta blok elde edilebilme, kesilme ve cilalanma gibi özellikler göstermesi ve dayanıklılığı sebebiyle sanatsal alanlarda, inşaat sektörü başta olmak üzere, dekorasyon, süs eşyaları yapımı, heykelcilik gibi alanlarda yaygın kullanımından dolayı tercih edilmiştir. Mermer ülkemizde önemli rezervlere sahip olması ve kırılmış, ufalanmış parçaların yeniden kullanılabilmesi bakımından sürdürülebilir bir malzeme olması sebebiyle de tercih edilmiştir. Mermer plaka yüzeyinin torna makinesinde kubbe biçiminde boşluklar açması, bu boşluklara daire şeklindeki plakaların yerleştirilmesi öngörülmüştür. Kamusal alanlarda “yalnızca çevir” mantığıyla çalışan mermer plakalara yazılabilen yazılar mesaj verme ve iletişim sağlamaya eğlenceli bir şekilde katkı sağlamaktadır.